Çocuk Eğitiminde Doğru Bilinen Yanlışlar-1621 (001267)

İndirim Oranı : %13 İndirim
KDV Dahil : €12,87
İndirimli : €9,38  + KDV
KDV Dahil : €11,16
:

Ne zaman ki biz, bizi kaybettik, çocuklarımızı da kaybettik ve hellip;

Bizim zamanımızda çocuk suçları olarak okul koridorlarında koşmak, istiklal marşı okunurken düzgün durmamak, el kaldırmadan öğretmenle konuşmak geliyordu.

Ya da bayramda, bayram namazına geç kalmak, şeker toplarken birkaç şekere birden el uzatmak, arabaların arkasından koşmak, çocuk suçları olarak konuşuluyordu. Ne oldu bize ki artık çocuk suçları olarak annesini kesmek, babasını silahla tehdit etmek, sokakta araba yakmak, öğretmenini köşe başında şişlemek, güvenlik kamerasına el sallayarak hırsızlık yapmak kayıtlara geçer oldu?

O çocuklar mı başkaydı, bu çocuklar mı başka?

O anne babalar mı başkaydı, bu anne babalar mı başka?

O günkü terbiye metotları mı başkaydı, bugünkü terbiye metotları mı başka?

Biz nerede hata yapıyoruz?

Yapıyoruz ki yanı başımızda büyüyen o masum yüzlü sevimli çocuklar, bir süre sonra dünyamızı zehir edecek hale geliyorlar.

İşte bu kitapta, bu soruların cevaplarını bulabilmek için bir mum yakılıyor.

Çocuk terbiyesinde doğru zannedilen yanlışlarla yüzleşiliyor.

Belki de herkes kendisi ile yüzleşiyor ve hellip;

Çünkü kendimizi kaybettiğimiz yerde, çocuklarımızı da kaybettik, biliyoruz ve hellip;

Önsöz

Hani derler ya ilk göz ağrım diye...

işte, elinizde tuttuğunuz bu kitap benim yazarlık se-rüvenimin ilk kitaplarımdan biri.

Yıllar önceydi...

Paylaşacak çok şeyim vardı, çocuk eğitimine dair...

içimdeki bir ses, "Yazmalısın, paylaşmalısın çocuğa dair bildiklerini." diyor, bir diğeri ise "Yazsan ne olacak, kim okur ki?" diye itiraz ediyordu...

Üniversite yıllarımdan beri aldığım notlar vardı, ya-zık olmaz mıydı onlara, ne de özenerek biriktirmiştim onları anne-babalar ile paylaşmak için... Uzunca yıllar Avrupa'da edindiğim gözlemlerim vardı, söylenecek, kritik edilecek şeyler birikiyordu zihnimde... Dahası, kendi kültürel kaynaklarımızdan edindiğim heyecan verici bilgiler vardı... Mevlânâlar, Yunuslar, Hacı Bektaşlar, Itriler, Haime Analar... İstanbul beyefendisinin nasıl yetiş-tirildiğine dair yöntemlerimiz vardı... Şefkat, merhamet, mahcubiyet, tevazuu gibi insanın en kıymetli hâzineleri vardı, bugün unutulmaya yüz tutmuş... Okuduğum bilim-sel makaleler, araştırmalar, kitaplar vardı... Dahası ben bir babaydım; çocuk yetiştirmeye dair hatalarım, yanlış-larımın acıları, doğrularımın sevinci vardı paylaşacak...

Belki de farkında olmadan çocuğu tanımaya baş-lamıştım ben... Çocuk hiç de zannedildiği gibi bir "bas belası" değil, insan olma mücadelesi veren zayıf biriy-di... Tek dayanağı anne-babası, içinde yasayacağı yetişkinler topluluğu idi...

Ama gel gör ki, çocuğa dair yanlış imajlar, onun bir "kedi gibi" terbiye edileceği yanılgısını oluşturuyordu...

Onun bir duygu dünyası olduğu unutulmuştu. Aşağıla-nıyordu mesela çocuk... Azarlanıyordu yanlış yaptığı bir iste, yanlısın ve doğrunun ne olduğunu henüz bilmeden üstelik... Çocuğun bir duygu dünyası olabileceğine çok dikkat çekilmiyordu.

Onu "adam etmek" için gerektiğinde cezalar veriyor, "akıllansın" diye şiddet uyguluyordu yetişkinler. Ve ben çocuğu iste bu gürültü içinde, sersemlemiş bir halde, sağa sola bakarken buldum.

İçim acıdı...

Çocuğa yardım etmeliydim, ama nasıl...

Çocuğun bu kadar yanlış tanınmasını nasıl değiştire-bilirdim ki... Utanıyordu anne babalar kendi arkadaşla-rının yanında, çocuklarının çocuksu davranışlarından... Toplum da anne-babaları utandırıyordu "Nasıl çocuk yetiştirmiş, suna bak..." diye. Çocuğun utanılacak biri olmadığını, onun acemi, küçük bir insan olduğunu an-latmayı denemeliydim...

Kim dinlerdi beni bilmiyorum... Çocuğu ceza ile eğit-meye çalışmanın bir utanç değil, gelenek halini aldığı günümüzde ne söyleyebilirdim yetişkinlere?

Olsun... Yazmalıydım... ve iste elinizde tuttuğunuz bu kitabı acemice kaleme aldım.

Önce çok yadırgandım, "Ne diyor bu adam?" diye...

Eleştirildim... Koca bir toplumun karsısında kendimi yapayalnız hissettim...

Ama gün geçtikçe, "Korkmayın, çocuk iyidir." sözüne inanlar, çocukla dost olmaya başladıklarında kendilerini de çocukla iyi ettiler... Çocukla çocuk olmanın keyfi başkaydı. Bunu tadanlarsa başka anne-babalara da "gel sen de çocuk ol" diye el uzattılar...

Bir "çocuk dostu" hikâyesi başladı ülkemizde...

Geri dönüp baktığımda, su küçük bilgi kaynağı kitap 100.000’in üzerinde satıs yaptığını; daha da önemlisi ardından yazdığım kitapların cesaretini oluşturduğunu görüyorum.

Bugün artık çocuğun "ceza ile adam edilmeye çalı-şılmasının" tek ve geçerli bir eğitim metodu olmadığının konuşulması heyecan verici...

Çocuk aziz bir misafirdir, anne-babaların evinde "bir süre" kalmak üzere... O süreç bitince misafirler evden ayrılır. Ebeveynler geri dönüp aziz misafirlerine nasıl dav-randığını hatırladığında mahcup olmamalı, utanıp piş-manlık yaşamamalılar...

Kim ki aziz misafirine saygı gösterir, onun dünyayı öğrenmesine gönüllü rehberlik ederse, o çocuğunu kazanır...

Kazanılmış çocukların var olduğu bir dünyada ya-sama arzusu ile...

İÇİNDEKİLER

Teşekkür 9

Önsöz 11

Embriyo Psikolojisi 15

Genetik karakter nedir? 15

Psikolojik karakter 16

Embriyo psikolojisi 16

Anne-Çocuk Arasındaki Sır 19

İlk saatlerin önemi 21

Çocuğun özellikleri bilinçaltına kaydediliyor 21

Ten, göz, koku 22

Anne Sütü Gereksiz mi? 25

Anne sütü 25

Anne sütü, bebeğin her şeyi 27

Anne sütü, kanseri önler 29

Anne sütünün ağız sağlığıyla bağlantısı 29

Emzirme ve uyum süreci 30

Çocuk İhtiyaç Duyduğu An Sevgi Alabilmeli 33

ihtiyaç duyulduğu an sevgi 34

Ofisle kreş arasına sıkışan anneler 35

Duygusal yakından ayrılma 36

Kreş mi, büyükanne mi? 36

O Yüzden Bazıları "Şıpsevdi" 39

"Sevme engelli" olma 40

Anne sevgisinin yokluğu,

çocuklarını sevememeye de yol açar 40

Kişi kendiyle yüzleşebilmeli 41

İlgisiz Çocuk Sendromu 43

Bazı anneleri bekleyen risk 43

Ne yapılmalı? 44

"Evlatkolik" Anne-Babalar 47

Bağımlılık mı, sosyal hayata hazırlanamama mı? 48

Çocuk hata yaptıkça tecrübe kazanır 49

Bağımlı ebeveynin çocuğunu bekleyen birkaç tehlike 50

"Bağımlılık" kaos, "bağlılık" huzur getirir 51

Pembe Babalar, Hırçın Anneler 53

Anne gibi anne, baba gibi baba olmak 53

Baba, ailede otorite temsilcisidir 54

Anne şefkat temsilcisi, denge unsurudur 55

"Arkadaş" Değil; "Baba" Gibi Baba 59

Babalar artık nerede? 60

Çok yoğun baba modası! 62

Babasız çocuklarda davranış bozuklukları görülür 62

Çocuk Eğitimi ile Çocuk Terbiyesi aynı mıdır? 65

iyi eğitilmiş çocuk, iyi terbiye edilmiş midir? 65

O halde "çocuk terbiyesi" nedir? 66

Tanımadan "Çocuk Terbiyesi" Olmaz 69

Şahin'in korkak bir kargaya dönüşme hikâyesi 69

Çocuğunuzu yeniden keşfedin 71

Başarı mı başarısızlık mı ölçü olmalı? 73

Çocuğu en iyi anne tanır 74

Akıllı Uslu Çocuk, Terbiyeli Çocuk mudur? 77

Çocuğun Çocuk Olduğunu Unutmayın! 81

Çocuk İçin Oyun Önemli bir "İş"tir 87

Oyun, oyun değildir 88

"Haydi, git biraz oyna!" 89

Oyalamak mı, oynamak mı? 90

Çocukla oyun oynamak, beceri ister 90

Çocuk oynadığı oyunun hâkimidir 91

Oyun amaçsızdır 91

Adem Modaya değil, çocuğa uygun oyuncak 92

Güneş ^ aydan küçüklere 93

2 yaşa kadar 93

3 yaşından sonra 93

3-5 yaş arası 94

6-8 yaş arası 94

9-11 yaş arası 95

12 yaş ve üzeri 95

Asıl Tehlike Oyuncak Silah Değildir 97

Anormal davranışlar çabuk bulaşır 98

Çocuğun dünyasındaki kırık noktaların işareti 99

Çocuk oyuncak silahlardan nasıl uzak tutulmalı? 100

Sanal Oyunlar Şiddete Yönlendiriyor 103

"Hepinizi öldüreceğim!" 104

Sanal sorumlulukla "yarı gerçek" yaşam 105

Sanal Yolla Ruhsal Hastalık Bulaşıyor 109

internet teknolojisi masum değildir 110

Anne-babalar dikkat 111

Çocuğunuzun Öfkesini Söndürmeyin 113

Öfke, sosyal hayatı düzenler 114

Öfke, çocukları tacizden korur 114

Öfkenin önüne geçilmezse zararlı olmaz mı? 115

Öfke zehir, vicdan panzehirdir 116

Vicdan ve öfke dengesi 117

Çocuk anne-babanın yankısıdır 119

Ebeveynlerin vicdanı, çocukların vicdan tohumudur 120

Bahane, vicdanı öldürür 121

Duyarlılık vicdanı besler 123

Yalan, Vicdan Zehirlenmesidir 125

Yalan, kişiliği koruma ihtiyacından kaynaklanır 125

Yalan, öğrenilen bir davranıştır 128

Çocuk dünyası ve yalan 129

Yalan söyleyen çocuk için ne yapılmalı? 130

Çocuklarda Korku ve Hayata Hazırlanma 133

Korku doğal bir süreçtir 134

Korku provaları 134

Cinsel Eğitim mi, Mahremiyet Eğitimi mi? 139

İstenmeyen gebelik ve bulaşıcı hastalık korkusu 141

Cinsel eğitimle mahremiyet eğitimi arasında ne fark var? .... 142

Mahremiyet Eğitimi 147

Temel Davranış Refleksi hangi yaşta ve

nasıl kazandırılmalıdır? 148

Kardeş, Kardeşin "Kuma"sıdır 153

Kıskançlık onun kanında var 153

Tahrip edilen duygular kıskançlığı başlatır 154

Çocuklara eşit davranmak, kıskançlığı körükler 154

Adaletsizlik, kıskançlığı doğurur 156

Adaletsizlik, güvensizliği;

güvensizlik de kıskançlığı tetikler 156

Statü kaybı ve kıskançlık 157

Çocuklar arası yaş farkı kıskançlıkta rol oynar 157

"Tıpkı babası gibi gözleri var" 158

Çocuğum Hareketli mi, Hiperaktif mi? 161

DEHB nedir? 161

DEHB'nin belirgin özellikleri nedir? 162

DEHB nasıl oluşur? 163

DEHB'nin tedavisi var mıdır? 164

Son bir tavsiye 165

Anne, Allah Nerede? 167

Bilinçaltında büyüyen öcü 168

Her kalpte Allah varsa "O" kaç tane? 169

Çocuğunuzu Allah İle Korkutmayın 171

Zorlu Süreç: Tuvalet Eğitimi 175

Tuvalet eğitimi, anneyle çocuğu yakınlaştırır 177

Tuvalet alışkanlığı çok defa psikolojiktir 179

Pratikte neler yapılabilir? 179

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Wir verwenden Cookies, um Inhalte und Anzeigen zu personalisieren, Funktionen für soziale Medien anbieten zu können und die Zugriffe auf unserer Website zu analysieren. Außerdem geben wir Informationen zu Ihrer Verwendung unserer Website an unsere Partner für soziale Medien, Werbung und Analysen weiter. Unsere Partner führen diese Informationen möglicherweise mit weiteren Daten zusammen, die Sie ihnen bereit gestellt haben oder die sie im Rahmen Ihrer Nutzung der Dienste gesammelt haben. Ihre Einwilligung zur Cookie-Nutzung können Sie jederzeit wieder in der Datenschutzerklärung widerrufen.